7 ULU OZANIMIZ
KÖRKÜLER KASABASI - YALVAÇ - ISPARTA :: BELDEMIZI ve BOLGEMIZI TANIYALIM. :: BELDEMIZDEKI SOSIAL VE KULTUREL ETKINLIKLER :: KULTUREL ETKINLIKLER
1 sayfadaki 1 sayfası
7 ULU OZANIMIZ
KALENDER ABDAL’IN GÖZÜ İLE
Kalender Abdal’ın,19. YY.’da yaşadığı tahmin ediliyor. Hakkında Bektaşî müridi olması dışında fazla bilgi bulunmoyor.
Dün gece seyrimde batın yüzünde
Allah bir Muhammed Ali’yi gördüm
Elif tâç başında nikap yüzünde
Hünkâr Hacı Bektaş Veli’yi gördüm
İçtim ol doluyu iman yetirdim
Çıkardım kisvetim ikrar yetirdim
Menzil gösterdiler geçtim oturdum
Tığ-ı bentle bağlı belimi gördüm
Kalender Abdal’ım koymuşam seri
Şükür kurban kestim gördüm didarı
Erenler serdarı gerçekler pîri
Sultan Hacı Bektaş Veli’yi gördüm
TURABİ’NİN GÖZÜ İLE
Turabi mahlaslı 7 ozan ve Ehli Beyt Bendesi bulunmakla birlikte, bunların hayatları ve beyitlerinin tasnifi tam olarak net değildir. Ancak hepsinin Alevi / Bektaşi oldukları Ali Muhammed’e candan bağlı oldukları tüm ortak şiirlerde görülüyor.
Turabi’lerden biri Yanbolulu’dur ve Hacı Türabi Dede-Baba olarak tanınır 1849’da HacıBektaş Tekkesi postundadır ve 1868’da Hakka yürümüştür ve Hacı Bektaş’da defn edilmiştir. Bir şiirinde asıl adının Ali olduğunu söyler.
Diğerleri hakkında çok değişik ve farklı coğrafyaları kapsayan tasnif edilememiş bilgiler vardır.
Adem, huri şu dünyaya gelmeden
Muhammed Ali’nin nurun gördün mü
Hak nasibin almış kudret eliyle
Hünkar Hacı Bektaş Piri gördün mü
Şu dünyayı hamur edip yuğuran
Dokuz baba dört anayı doğuran
Hitabi Elestte bize çağıran
Can içinde canan yari gördün mü
Gel gidelim Seyit Ali izine
Yüz sürelim ayağının tozuna
Kırklar meydanında pir niyazina
Dara Mansur olan eri gördün mü
Men’aref sırrına sırdas kandedir
Senden sana yakın yoldaş kandedir
Yol gösteren sana kardaş kandedir
Ol sahi alamet Çarı gördün mü
Türabi Baba’nin dilde imanı
On iki imam on yedidir erkanı
Mihrabü minberde Seb’ulmesani
Cemalinde pirin varı gördün mü
ALİ EKBER ÇİÇEK’İN GÖZÜ İLE
Ali Ekber Çiçek, 1935, Erzincan / Ulular Köyü doğumludur. Babasını 1939 Erzincan depreminde yitirir ve çok küçük yaslarda yaşama atılır. Bu arada bağlamayı öğrenir ve Alevi deyişlerinin TRT’de aktarılmasında vesile olur. Eserleri bir çok ülkede ders olarak okutulmaya başlanır.
Ondört Bin yıl gezdim Pervanelikte
Sıtk-ı ismin buldum divanelikte
İçtim şarabını mestanelikte
Kırkların ceminde dara düş oldum
Kırkların ceminde Haydar Haydar dara düş oldum
Güruh-u naci’ye özümü kattım
İnsan sıfatından çok geldim gittim
Bülbül oldum Firdevs bağında öttüm
Bir zaman gül için zara düş oldum
Bir zaman gül için Haydar Haydar zara düş oldum.(60)
AŞIK BÜRYANİ’NİN GÖZÜ İLE
Aşık Büryani, 1926 yılında Urfa / Kısas’ta doğmuştur. Asıl adı Hamdullah Aykut’tur. Aşık Dertli Divani’nin de babasıdır. Önce Hamdullah sonra Kemteri mahlasıyla kendini ifade eden Aşık Büryani, “23.3.1977 günü Hacı Bektaş-i Veli evlatlarından Muharrem Sefa Efendi bize geldi. Yanında Gazi Antep’in Haral Köyü’nden Ali Dede, Adana’lı Mürteza Dede ve hanımı bize geldiler. Sultan nutkeyledi. Mahlasımı Büryani koydu.” Demiştir. Aşık Büryani 7.11.1990 tarihinde Hakka yürümüştür.
Gel beri güftumu güs eyle gafil
Bilmez misin niye geldin cihana
Elest ü bezmini hele bir düşün
İspati imtihan geldik bu hana
Şu fani dünyanın sefası yoktur
İkrar bend olana cefası çoktur
Dört kapı kırk makam cümlesi haktır
Var ilet özünü Şah-i hübana
Vefasız bu yola basamaz kadem
Fehmeyle bu sözü Adem ol adem
Zikreyle Muhammet Ali’yi her dem
Der Büryani vuslat olduk canana
TESLİM ABDAL’IN GÖZÜ İLE
Teslim Abdal mahlaslı ayrı zaman ve yerlerde yaşamış, Ehli Beyt Bendesi 4 ayrı kişi yaşamıştır.
Teslim Abdal’ın biri 17. YY.’da yaşamış. Asil adı Mehmed olan, Sultan 4. Murad döneminin bir Bektaşi ulusu. Yeniçeri ocağının Halife Babası, yani Büyük Baba Efendisi. Bağdat seferine katıldığı öne sürülüyor.”Teslim Dede Teslim Baba, Ey kahraman Türk Milleti” ile başlayan Mehter marşının söz sahibi olduğu iddia ediliyor. Teslim Abdal’in, biri Trakya, Keşan’a bağlı Teslim Abdal köyünde, diğeri Denizli dolaylarında, öteki de, Çorum’un Teslim köyünde olmak üzere Türbeleri vardır. Bir diğeri ise Elaziğ / Baskil ilçesi Şeyh Hasan (Şıh Hasan) köyündendir.
Dört duvar içinde olsa mekanim
Tasrasindan esen yel bana neyler
Yanimdaki sudan korku çekerim
Uzakta çaglayan sel bana neyler
Mekanim balçiktir, üstadim Ali
Muhammed nesline demisim beli
Çekerim gayreti sererim yolu
Ben Hak’tan korkarim el bana ne der
Dünyada gerçekler katara uydu
Ask ile muhabbet ikrarin bendi
Pirimden almisam hatir gülbengi
Haramili olan bey bana neyler
Teslim Abdal eder, gözler kanli yas
Aradim bulamadim bir sevdasiz bas
Herkesin ameli kendine yoldas
Haramzade olan kul bana neyler
SITKI BABA’NIN GÖZÜ İLE
Sıdkı Baba, / Oğuz Türkleri’nin Bozok koluna bağlı Dedekargın aşiretindendlir. Doğum yılının 1865 olduğu sanılıyor. Mahlası önceleri Pervane’dir. Hacı Bektaş’a ve Ehli Beyt’e olan bağlılık ve emeklerinden ötürü Postnişin Şeyh Cemaleddin Efendi kendisine “Bundan böyle mahlasın Sıtkı olsun” der. 1893 yılında, Dergâha hizmet için getirilen, Çorum / Alaca İlçesi İmad Hüyügü köyünden Mehmet Dede evladından Ali Ağa’nın kızı ile evlenmesini Cemaleddin Efendi ister. Sıtkı Baba’da bunu kabul eder. Tarikattaki hizmetleri ve kazandığı ilmi derecesiyle Baba’lık sıfatı alan ozandır.
Çatılmadan yerin göğün binasi
Muallakta iki nur’a düş oldum
Birisi Muhammed, birisi Ali
Lahmike lahmi de bire düş oldum.
Ezdi aşkın şerbetini hoş etti
Birisi doldurdu biri nuş etti
İkisi bir derya olup cüş etti
La’l ü mercan inci dür’e düş oldum.
O derya yüzünde gezdim bir zaman
Yoruldu kanadım dedim el’aman
Erişti car’ıma bir ulu sultan
Şehinşah bakışlı ere düş oldum.
Açtı nikabını ol ulu sultan
Yüzünde yeşil ben göründü nisan
Kaf ü nun suresin ol’udum o an
Arş kürs binasında yare düş oldum.
Ben Ademden evvel çok geldim gittim
Yağmur olup yağdım ot olup bittim
Bülbül olup Firdevs bağında öttüm
Bir zaman gül için har’a düş oldum.
Mecnun olup Leyla için dolandım
Buldum mahbubumu inanıp kandım
Gilmanlar elinden hulle donandım
Dostun visalinde nar’a düş oldum.
On dört yıl dolandım Pervanelikte
Sıdkı ismim buldum divanelikte
Sundular aşk meyin mestanelikte
Kırkların ceminde dar’a düş oldum.
Sıdkı’yam çok şükür didara erdim
Aşkın pazarında hak yola girdim
Gerçek ariflere çok meta verdim
Şimdi Hacıbektaş Pire düş oldum
Kalender Abdal’ın,19. YY.’da yaşadığı tahmin ediliyor. Hakkında Bektaşî müridi olması dışında fazla bilgi bulunmoyor.
Dün gece seyrimde batın yüzünde
Allah bir Muhammed Ali’yi gördüm
Elif tâç başında nikap yüzünde
Hünkâr Hacı Bektaş Veli’yi gördüm
İçtim ol doluyu iman yetirdim
Çıkardım kisvetim ikrar yetirdim
Menzil gösterdiler geçtim oturdum
Tığ-ı bentle bağlı belimi gördüm
Kalender Abdal’ım koymuşam seri
Şükür kurban kestim gördüm didarı
Erenler serdarı gerçekler pîri
Sultan Hacı Bektaş Veli’yi gördüm
TURABİ’NİN GÖZÜ İLE
Turabi mahlaslı 7 ozan ve Ehli Beyt Bendesi bulunmakla birlikte, bunların hayatları ve beyitlerinin tasnifi tam olarak net değildir. Ancak hepsinin Alevi / Bektaşi oldukları Ali Muhammed’e candan bağlı oldukları tüm ortak şiirlerde görülüyor.
Turabi’lerden biri Yanbolulu’dur ve Hacı Türabi Dede-Baba olarak tanınır 1849’da HacıBektaş Tekkesi postundadır ve 1868’da Hakka yürümüştür ve Hacı Bektaş’da defn edilmiştir. Bir şiirinde asıl adının Ali olduğunu söyler.
Diğerleri hakkında çok değişik ve farklı coğrafyaları kapsayan tasnif edilememiş bilgiler vardır.
Adem, huri şu dünyaya gelmeden
Muhammed Ali’nin nurun gördün mü
Hak nasibin almış kudret eliyle
Hünkar Hacı Bektaş Piri gördün mü
Şu dünyayı hamur edip yuğuran
Dokuz baba dört anayı doğuran
Hitabi Elestte bize çağıran
Can içinde canan yari gördün mü
Gel gidelim Seyit Ali izine
Yüz sürelim ayağının tozuna
Kırklar meydanında pir niyazina
Dara Mansur olan eri gördün mü
Men’aref sırrına sırdas kandedir
Senden sana yakın yoldaş kandedir
Yol gösteren sana kardaş kandedir
Ol sahi alamet Çarı gördün mü
Türabi Baba’nin dilde imanı
On iki imam on yedidir erkanı
Mihrabü minberde Seb’ulmesani
Cemalinde pirin varı gördün mü
ALİ EKBER ÇİÇEK’İN GÖZÜ İLE
Ali Ekber Çiçek, 1935, Erzincan / Ulular Köyü doğumludur. Babasını 1939 Erzincan depreminde yitirir ve çok küçük yaslarda yaşama atılır. Bu arada bağlamayı öğrenir ve Alevi deyişlerinin TRT’de aktarılmasında vesile olur. Eserleri bir çok ülkede ders olarak okutulmaya başlanır.
Ondört Bin yıl gezdim Pervanelikte
Sıtk-ı ismin buldum divanelikte
İçtim şarabını mestanelikte
Kırkların ceminde dara düş oldum
Kırkların ceminde Haydar Haydar dara düş oldum
Güruh-u naci’ye özümü kattım
İnsan sıfatından çok geldim gittim
Bülbül oldum Firdevs bağında öttüm
Bir zaman gül için zara düş oldum
Bir zaman gül için Haydar Haydar zara düş oldum.(60)
AŞIK BÜRYANİ’NİN GÖZÜ İLE
Aşık Büryani, 1926 yılında Urfa / Kısas’ta doğmuştur. Asıl adı Hamdullah Aykut’tur. Aşık Dertli Divani’nin de babasıdır. Önce Hamdullah sonra Kemteri mahlasıyla kendini ifade eden Aşık Büryani, “23.3.1977 günü Hacı Bektaş-i Veli evlatlarından Muharrem Sefa Efendi bize geldi. Yanında Gazi Antep’in Haral Köyü’nden Ali Dede, Adana’lı Mürteza Dede ve hanımı bize geldiler. Sultan nutkeyledi. Mahlasımı Büryani koydu.” Demiştir. Aşık Büryani 7.11.1990 tarihinde Hakka yürümüştür.
Gel beri güftumu güs eyle gafil
Bilmez misin niye geldin cihana
Elest ü bezmini hele bir düşün
İspati imtihan geldik bu hana
Şu fani dünyanın sefası yoktur
İkrar bend olana cefası çoktur
Dört kapı kırk makam cümlesi haktır
Var ilet özünü Şah-i hübana
Vefasız bu yola basamaz kadem
Fehmeyle bu sözü Adem ol adem
Zikreyle Muhammet Ali’yi her dem
Der Büryani vuslat olduk canana
TESLİM ABDAL’IN GÖZÜ İLE
Teslim Abdal mahlaslı ayrı zaman ve yerlerde yaşamış, Ehli Beyt Bendesi 4 ayrı kişi yaşamıştır.
Teslim Abdal’ın biri 17. YY.’da yaşamış. Asil adı Mehmed olan, Sultan 4. Murad döneminin bir Bektaşi ulusu. Yeniçeri ocağının Halife Babası, yani Büyük Baba Efendisi. Bağdat seferine katıldığı öne sürülüyor.”Teslim Dede Teslim Baba, Ey kahraman Türk Milleti” ile başlayan Mehter marşının söz sahibi olduğu iddia ediliyor. Teslim Abdal’in, biri Trakya, Keşan’a bağlı Teslim Abdal köyünde, diğeri Denizli dolaylarında, öteki de, Çorum’un Teslim köyünde olmak üzere Türbeleri vardır. Bir diğeri ise Elaziğ / Baskil ilçesi Şeyh Hasan (Şıh Hasan) köyündendir.
Dört duvar içinde olsa mekanim
Tasrasindan esen yel bana neyler
Yanimdaki sudan korku çekerim
Uzakta çaglayan sel bana neyler
Mekanim balçiktir, üstadim Ali
Muhammed nesline demisim beli
Çekerim gayreti sererim yolu
Ben Hak’tan korkarim el bana ne der
Dünyada gerçekler katara uydu
Ask ile muhabbet ikrarin bendi
Pirimden almisam hatir gülbengi
Haramili olan bey bana neyler
Teslim Abdal eder, gözler kanli yas
Aradim bulamadim bir sevdasiz bas
Herkesin ameli kendine yoldas
Haramzade olan kul bana neyler
SITKI BABA’NIN GÖZÜ İLE
Sıdkı Baba, / Oğuz Türkleri’nin Bozok koluna bağlı Dedekargın aşiretindendlir. Doğum yılının 1865 olduğu sanılıyor. Mahlası önceleri Pervane’dir. Hacı Bektaş’a ve Ehli Beyt’e olan bağlılık ve emeklerinden ötürü Postnişin Şeyh Cemaleddin Efendi kendisine “Bundan böyle mahlasın Sıtkı olsun” der. 1893 yılında, Dergâha hizmet için getirilen, Çorum / Alaca İlçesi İmad Hüyügü köyünden Mehmet Dede evladından Ali Ağa’nın kızı ile evlenmesini Cemaleddin Efendi ister. Sıtkı Baba’da bunu kabul eder. Tarikattaki hizmetleri ve kazandığı ilmi derecesiyle Baba’lık sıfatı alan ozandır.
Çatılmadan yerin göğün binasi
Muallakta iki nur’a düş oldum
Birisi Muhammed, birisi Ali
Lahmike lahmi de bire düş oldum.
Ezdi aşkın şerbetini hoş etti
Birisi doldurdu biri nuş etti
İkisi bir derya olup cüş etti
La’l ü mercan inci dür’e düş oldum.
O derya yüzünde gezdim bir zaman
Yoruldu kanadım dedim el’aman
Erişti car’ıma bir ulu sultan
Şehinşah bakışlı ere düş oldum.
Açtı nikabını ol ulu sultan
Yüzünde yeşil ben göründü nisan
Kaf ü nun suresin ol’udum o an
Arş kürs binasında yare düş oldum.
Ben Ademden evvel çok geldim gittim
Yağmur olup yağdım ot olup bittim
Bülbül olup Firdevs bağında öttüm
Bir zaman gül için har’a düş oldum.
Mecnun olup Leyla için dolandım
Buldum mahbubumu inanıp kandım
Gilmanlar elinden hulle donandım
Dostun visalinde nar’a düş oldum.
On dört yıl dolandım Pervanelikte
Sıdkı ismim buldum divanelikte
Sundular aşk meyin mestanelikte
Kırkların ceminde dar’a düş oldum.
Sıdkı’yam çok şükür didara erdim
Aşkın pazarında hak yola girdim
Gerçek ariflere çok meta verdim
Şimdi Hacıbektaş Pire düş oldum
KÖRKÜLER KASABASI - YALVAÇ - ISPARTA :: BELDEMIZI ve BOLGEMIZI TANIYALIM. :: BELDEMIZDEKI SOSIAL VE KULTUREL ETKINLIKLER :: KULTUREL ETKINLIKLER
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz