SABAH GAZETESINDEKI ALEVI DUSMANLARI,
1 sayfadaki 1 sayfası
SABAH GAZETESINDEKI ALEVI DUSMANLARI,
Sabah'taki Alevi düşmanı
Birinci Dünya Savaşı sonrasındayız: Ülkemiz Batılı emperyalist devletler tarafından işgal edilmiş. Türk ordusu (Kuva-yı Milliye) ülkemizi işgal etmiş olan düşmanla savaşıyor.O sıralarda İstanbul'da padişah olan Vahdettin, Hilafet ordusu adlı ordu kurup Türk ordusuna saldırıyor. Padişah subayı Ahmet Anzavur da isyan edip askerimizi arkadan vuruyor. İstanbul'da mahkeme kurduran Vahdettin, Nemrut Mustafa (Kürt Mustafa) adlı haine de askeri mahkemede Atatürk ve arkadaşlarını idama mahkum ettiriyor.
Padişaha bağlı bazı din adamları, 'Yunan ordusu, dostumuzdur!' diye hutbe veriyorlar.
Siz sanıyor musunuz ki bu tipler o gün vardılar da bugün yoklar?
Onların torunları aramızdalar... Hem de her yerdeler.
Basındaki bunların uzantılarından birisi de Sabah'ta yazan Emre Aköz. Bu adam, dünkü yazısında da Aleviler'e saldırdı.
Bunu Sabah gibi bir gazetede boşuna yazdırmıyorlar.
Bunların tümü, Fethullahcı çizgidedir. Örgüt başı ne derse bunlar onu yazarlar. Samanyolu Haber denilen Fethullah'ın emrindeki kanal da bu işlerde yol göstericilik yapar. Emre Aköz de orada ortaya atılan iftiraları alır, kullanır.
Samanyolu, Fethullah Gülen'in işaretiyle yayın yapar. Bu açıdan; Emre Aköz'ün yazdıkları; Fethullah Gülen'in mesajlarıdır.
ALEVİLER CUMHURİYETE İSYAN ETMEDİ
Bu kişi, Sabah'taki köşesinde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun üyelerini kötülemek isterken; onların yarıya yakının Alevi olduğunu ima ediyor. Yine Alevilerin darbecileri desteklediklerini, Ergenekon davasına inanmadıklarını ileri sürüyor.
Bunun gibi müfterilere şunu hatırlatayım: Bu ülkede darbeler ve komplolar en başta Alevileri ezmek için yapıldı. Gerek 12 Mart gerek 12 Eylül, Emre Aköz gibi tiplere hiç dokunmadı ama Alevi gençlerinin canını aldı, onları işkenceden geçirdi. Yarın öbür gün bir darbe olsa, ilk postal yalayacak isim de bu Emre Aköz gibiler olacaktır.
Darbelerin tarihi ortadadır. Darbeleri destekleyenler Aleviler değil Emre Aköz'ün öncülleri olmuştur.
Lakin; Aleviler devletlerine isyan etmediler; onu yıkmak için gizli örgüt kurmadılar; gerici molla bozuntularının çevresinde örgütlenip Cumhuriyet'le savaşa kalkışmadılar. Atatürk devrimlerini, çağdaşlığı, uygar hayat tarzını savundular. Evet; Alevilerin suçu varsa, suçları da budur...
İŞBİRLİKÇİ VE PARACI
Cumhuriyet kurulmadan önce, Türk milletinin ordusuna karşı çihat açanlar ne ise; bugün Emre Aköz ile arkasındakiler aynı durumdadır. Bu devletin nimetini yiyen ama ona ihanet etmeyi demokratlık sananlar bilsin ki:
Aleviler; para ile kimliklerini satmadılar, satmayacaklar.
Aleviler; gericilikten demokrasi imal ettiğini ileri sürenlere inanmadılar, inanmayacaklar.
Aleviler; Vahdettin'in Kürt Mustafa'nın, Anzavur'un bugünkü torunları ile bir olmadılar, olmayacaklar.
Fethullah örgütünün bu kalemşoruna şunu da söyleyeyim: Tarihteki benzerin Şeyhülislam Ebussuud ile onun hocası Kemal Paşazade'de Alevilere böyle saldırıyordu. Onlar da 'Alevileri katletmek haktır!' diye fetva veriyorlardı.
Katlettiniz, küfrettiniz, ezdiniz, yaktınız ama bizi size benzetemediniz.
Sivas'ta insan yakanlar da Emre Aköz gibi düşünüyordu. Madımak'ta insan yakanlarla Emre Aköz'ün fikirleri arasında ne fark var?
Bunlar mevzi kazanmak için demokrat gözükürler, hoşgörü edebiyatı yaparlar ama fırsat ellerine geçince de Kuyucu Murat Paşa'dan daha zalim kesilirler. Verin Emre'nin eline ateşi, doldurun Alevileri bir otele; bu zalim herif tümünü cayır cayır yakar.
Demokratlık adına...
Alevi -Sünni düşmanlığı yaratmaya çalışan Emre Aköz! Bu görevin karşılığı sana takılacak madalya törenine Demokrat dostlarını da çağırmayı unutma.
Rıza Zelyut
24 Temmuz 2009 Akşam
Birinci Dünya Savaşı sonrasındayız: Ülkemiz Batılı emperyalist devletler tarafından işgal edilmiş. Türk ordusu (Kuva-yı Milliye) ülkemizi işgal etmiş olan düşmanla savaşıyor.O sıralarda İstanbul'da padişah olan Vahdettin, Hilafet ordusu adlı ordu kurup Türk ordusuna saldırıyor. Padişah subayı Ahmet Anzavur da isyan edip askerimizi arkadan vuruyor. İstanbul'da mahkeme kurduran Vahdettin, Nemrut Mustafa (Kürt Mustafa) adlı haine de askeri mahkemede Atatürk ve arkadaşlarını idama mahkum ettiriyor.
Padişaha bağlı bazı din adamları, 'Yunan ordusu, dostumuzdur!' diye hutbe veriyorlar.
Siz sanıyor musunuz ki bu tipler o gün vardılar da bugün yoklar?
Onların torunları aramızdalar... Hem de her yerdeler.
Basındaki bunların uzantılarından birisi de Sabah'ta yazan Emre Aköz. Bu adam, dünkü yazısında da Aleviler'e saldırdı.
Bunu Sabah gibi bir gazetede boşuna yazdırmıyorlar.
Bunların tümü, Fethullahcı çizgidedir. Örgüt başı ne derse bunlar onu yazarlar. Samanyolu Haber denilen Fethullah'ın emrindeki kanal da bu işlerde yol göstericilik yapar. Emre Aköz de orada ortaya atılan iftiraları alır, kullanır.
Samanyolu, Fethullah Gülen'in işaretiyle yayın yapar. Bu açıdan; Emre Aköz'ün yazdıkları; Fethullah Gülen'in mesajlarıdır.
ALEVİLER CUMHURİYETE İSYAN ETMEDİ
Bu kişi, Sabah'taki köşesinde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun üyelerini kötülemek isterken; onların yarıya yakının Alevi olduğunu ima ediyor. Yine Alevilerin darbecileri desteklediklerini, Ergenekon davasına inanmadıklarını ileri sürüyor.
Bunun gibi müfterilere şunu hatırlatayım: Bu ülkede darbeler ve komplolar en başta Alevileri ezmek için yapıldı. Gerek 12 Mart gerek 12 Eylül, Emre Aköz gibi tiplere hiç dokunmadı ama Alevi gençlerinin canını aldı, onları işkenceden geçirdi. Yarın öbür gün bir darbe olsa, ilk postal yalayacak isim de bu Emre Aköz gibiler olacaktır.
Darbelerin tarihi ortadadır. Darbeleri destekleyenler Aleviler değil Emre Aköz'ün öncülleri olmuştur.
Lakin; Aleviler devletlerine isyan etmediler; onu yıkmak için gizli örgüt kurmadılar; gerici molla bozuntularının çevresinde örgütlenip Cumhuriyet'le savaşa kalkışmadılar. Atatürk devrimlerini, çağdaşlığı, uygar hayat tarzını savundular. Evet; Alevilerin suçu varsa, suçları da budur...
İŞBİRLİKÇİ VE PARACI
Cumhuriyet kurulmadan önce, Türk milletinin ordusuna karşı çihat açanlar ne ise; bugün Emre Aköz ile arkasındakiler aynı durumdadır. Bu devletin nimetini yiyen ama ona ihanet etmeyi demokratlık sananlar bilsin ki:
Aleviler; para ile kimliklerini satmadılar, satmayacaklar.
Aleviler; gericilikten demokrasi imal ettiğini ileri sürenlere inanmadılar, inanmayacaklar.
Aleviler; Vahdettin'in Kürt Mustafa'nın, Anzavur'un bugünkü torunları ile bir olmadılar, olmayacaklar.
Fethullah örgütünün bu kalemşoruna şunu da söyleyeyim: Tarihteki benzerin Şeyhülislam Ebussuud ile onun hocası Kemal Paşazade'de Alevilere böyle saldırıyordu. Onlar da 'Alevileri katletmek haktır!' diye fetva veriyorlardı.
Katlettiniz, küfrettiniz, ezdiniz, yaktınız ama bizi size benzetemediniz.
Sivas'ta insan yakanlar da Emre Aköz gibi düşünüyordu. Madımak'ta insan yakanlarla Emre Aköz'ün fikirleri arasında ne fark var?
Bunlar mevzi kazanmak için demokrat gözükürler, hoşgörü edebiyatı yaparlar ama fırsat ellerine geçince de Kuyucu Murat Paşa'dan daha zalim kesilirler. Verin Emre'nin eline ateşi, doldurun Alevileri bir otele; bu zalim herif tümünü cayır cayır yakar.
Demokratlık adına...
Alevi -Sünni düşmanlığı yaratmaya çalışan Emre Aköz! Bu görevin karşılığı sana takılacak madalya törenine Demokrat dostlarını da çağırmayı unutma.
Rıza Zelyut
24 Temmuz 2009 Akşam
alevi do- Misafir
Geri: SABAH GAZETESINDEKI ALEVI DUSMANLARI,
Evet arkadaşım bende ALEVİYİM ve ERGENEKONU değilde TÜRKİYE SİLAHLI KUVVETLERİNİ ÖLÜNCEYE KADAR DESTEKLİYORUM.Bu millet unutmasın ki eğer bu Ergenekon saçmalığının altından başka başka çıkarlar günyüzüne çıkarsa ORDU babasının oğlu dahi olsa affetmez.Bir sürü KAĞIT PARÇALARINDAN dolayı bir sürü komutanlarımız içeride.Şunu unutmayalım ki ordu çökerse halimiz Iraktan pakistandan beter olur zaten Amerikanın ve Feytullahçılarında istedikleri bu erkeklere sarık kadınlara çarşaf geçirmelerini ve cahilliğin artmasını istiyorlar, ülkeyi kolay ele geçirebilmek için.Ama bu günleri de inanın ki ararlar.Neden İmam hatiplerin önünü açmak istiyorlar sanıyorsunuz imam hatip bir meslek okulu değil o çocuklar o kızkardeşlerimiz keyfinden mi gidiyor sanıyorsunuz aile baskılarıyla aslında imam hatipleri tam tersine kapatmaları gerekiyor.Allah'tan geldi günahı olan sevabı olan.Zaten insanlığa yarar bir okul olmuş olsa Atatürk bilhassa kendi elleriyle açtırırdı.Ulan millet ekmek derdinde şu iktidarın yaptıklarına bak be elbet bu çarkta kırılacak.
DÖRT DİNİN DÖRDÜDE HAK
DÖRT DİNDE ALLAH'TAN GELMEDİMİ
GÜNAHI VARSA ÖBÜR DÜNYADA ZATEN ÇEKER
CEZA VERMEK ALLAHA MAHSUSTUR.
DÖRT DİNİN DÖRDÜDE HAK
DÖRT DİNDE ALLAH'TAN GELMEDİMİ
GÜNAHI VARSA ÖBÜR DÜNYADA ZATEN ÇEKER
CEZA VERMEK ALLAHA MAHSUSTUR.
alevi dusmanligi
Alevi Bektaşi Federasyonu, Ergenekon Operasyonu kapsamında suikast düzenlenecek isimler arasında ABF Genel Başkanı Ali Balkız ile PSAKD Eski Genel Başkanı ve ABF Genel Sekreteri Kazım Genç'in de bulunmasının tesadüf olmadığını belirterek, "Alevi Bektaşi Hareketinin, son yıllarda, hiçbir gücün etkisinde kalmadan ve esas olarak devleti demokratikleşmeye davet eden çizgisini sürdürdüğü biliniyor. Anlaşılıyor ki, bu çizgimiz, karanlık güçleri rahatsız etmiş bulunuyor" dedi.
Alevi Bektaşi Federasyonu Yönetim Kurulu, Ergenekon Soruşturması kapsamında İbrahim Şahin'in evinde bulunan ajandaların incelenmesi sonucu ortaya çıkarılan "suikast" listesinde, ABF Genel Başkanı Ali Balkız ile PSAKD Eski Genel Başkanı ve ABF Genel Sekreteri Kazım Genç'in de isimlerinin bulunmasına ilişkin açıklama yaptı.
Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada, devletin içine sinmiş çetelerin, demokratikleşme ve özgürleşme yanlısı muhalif güçleri sindirme yöntemlerinden biri olarak kullanılagelen suikast planlarının, Türkiye'nin yabancısı olduğu bir durum olmadığı belirtilerek, "Devletin kapalı kutu haline dönüştüğü her dönemde, ne üdüğü belirsiz çetelerin palazlandığı, bu çetelerin kendilerini devletin yerine koyarak, 'durumdan vazife' çıkardığı, hepimizce biliniyor" denildi.
Ergenekon Operasyonu kapsamında suikast düzenlenecek isimler arasında ABF Genel Başkanı Ali Balkız ile PSAKD Eski Genel Başkanı ve ABF Genel Sekreteri Kazım Genç'in de bulunmasının bir tesadüf olmadığı ifade edilen açıklama şunlar kaydedildi:
"Alevi Bektaşi Hareketinin, son yıllarda, hiçbir gücün etkisinde kalmadan ve esas olarak devleti demokratikleşmeye davet eden çizgisini sürdürerek, kendi talepleriyle demokrasi talebi arasındaki paralelliğe vurgu yaptığı biliniyor. Bugüne kadarki katliam ve cinayetlere gösterilen tepkilerin cinayet günleriyle sınırlı kaldığının bilinciyle hareket eden örgütlülüğümüz, artık, tarihini unutturmak istemiyor. Çünkü unutmak, yalnızca bizim yenilgimiz anlamına gelmez, insanlığın da yenilmesidir. Biz insanız, hiçbir karanlık güç, hiçbir örgütlü çete, bizi bu damardan kopartamaz. Bu bilinç içinde olan demokratik Alevi Hareketi, yıllar sonra Madımak'ın önünde on binlerce insanın katılımıyla karanlığın yırtılmasını istedi. Bununla da kalmadık; önce 9 Kasım'da yüz binlerin Ankara Meydanlarına akmasını, sonra da tam otuz yıl sonra Maraş katliamının hesabının sorulması için on binlerin Adana Meydanlarına dökülmesini sağladık. Dost düşman herkes bilsin ki, Cumhuriyet tarihimizde hiçbir noktanın karanlıkta kalmasına izin vermeyeceğiz. Anlaşılıyor ki, bu çizgimiz, karanlık güçleri rahatsız etmiş bulunuyor. Biz bu ülkede daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük, daha fazla ışık istiyoruz. Bunun içindir ki, yıllardır Maraş'ın, Çorum'un, Sivas'ın, Gazi'nin aydınlatılmasını istiyoruz. Bugün Susurluk'ta patlayan cerahatin Ergenekon üzerinden sağa sola bulaştırılmak istendiği bir evreden geçiyoruz. Bu evrenin de her aşamasında; hak ve taleplerimizi doğru yer ve zamanda dile getirmeye devam edeceğiz."
Alevi Bektaşi Federasyonu Yönetim Kurulu, Ergenekon Soruşturması kapsamında İbrahim Şahin'in evinde bulunan ajandaların incelenmesi sonucu ortaya çıkarılan "suikast" listesinde, ABF Genel Başkanı Ali Balkız ile PSAKD Eski Genel Başkanı ve ABF Genel Sekreteri Kazım Genç'in de isimlerinin bulunmasına ilişkin açıklama yaptı.
Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada, devletin içine sinmiş çetelerin, demokratikleşme ve özgürleşme yanlısı muhalif güçleri sindirme yöntemlerinden biri olarak kullanılagelen suikast planlarının, Türkiye'nin yabancısı olduğu bir durum olmadığı belirtilerek, "Devletin kapalı kutu haline dönüştüğü her dönemde, ne üdüğü belirsiz çetelerin palazlandığı, bu çetelerin kendilerini devletin yerine koyarak, 'durumdan vazife' çıkardığı, hepimizce biliniyor" denildi.
Ergenekon Operasyonu kapsamında suikast düzenlenecek isimler arasında ABF Genel Başkanı Ali Balkız ile PSAKD Eski Genel Başkanı ve ABF Genel Sekreteri Kazım Genç'in de bulunmasının bir tesadüf olmadığı ifade edilen açıklama şunlar kaydedildi:
"Alevi Bektaşi Hareketinin, son yıllarda, hiçbir gücün etkisinde kalmadan ve esas olarak devleti demokratikleşmeye davet eden çizgisini sürdürerek, kendi talepleriyle demokrasi talebi arasındaki paralelliğe vurgu yaptığı biliniyor. Bugüne kadarki katliam ve cinayetlere gösterilen tepkilerin cinayet günleriyle sınırlı kaldığının bilinciyle hareket eden örgütlülüğümüz, artık, tarihini unutturmak istemiyor. Çünkü unutmak, yalnızca bizim yenilgimiz anlamına gelmez, insanlığın da yenilmesidir. Biz insanız, hiçbir karanlık güç, hiçbir örgütlü çete, bizi bu damardan kopartamaz. Bu bilinç içinde olan demokratik Alevi Hareketi, yıllar sonra Madımak'ın önünde on binlerce insanın katılımıyla karanlığın yırtılmasını istedi. Bununla da kalmadık; önce 9 Kasım'da yüz binlerin Ankara Meydanlarına akmasını, sonra da tam otuz yıl sonra Maraş katliamının hesabının sorulması için on binlerin Adana Meydanlarına dökülmesini sağladık. Dost düşman herkes bilsin ki, Cumhuriyet tarihimizde hiçbir noktanın karanlıkta kalmasına izin vermeyeceğiz. Anlaşılıyor ki, bu çizgimiz, karanlık güçleri rahatsız etmiş bulunuyor. Biz bu ülkede daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük, daha fazla ışık istiyoruz. Bunun içindir ki, yıllardır Maraş'ın, Çorum'un, Sivas'ın, Gazi'nin aydınlatılmasını istiyoruz. Bugün Susurluk'ta patlayan cerahatin Ergenekon üzerinden sağa sola bulaştırılmak istendiği bir evreden geçiyoruz. Bu evrenin de her aşamasında; hak ve taleplerimizi doğru yer ve zamanda dile getirmeye devam edeceğiz."
misafir- Misafir
alevi dusmanligi
Alevi Bektaşi Federasyonu, Ergenekon Operasyonu kapsamında suikast düzenlenecek isimler arasında ABF Genel Başkanı Ali Balkız ile PSAKD Eski Genel Başkanı ve ABF Genel Sekreteri Kazım Genç'in de bulunmasının tesadüf olmadığını belirterek, "Alevi Bektaşi Hareketinin, son yıllarda, hiçbir gücün etkisinde kalmadan ve esas olarak devleti demokratikleşmeye davet eden çizgisini sürdürdüğü biliniyor. Anlaşılıyor ki, bu çizgimiz, karanlık güçleri rahatsız etmiş bulunuyor" dedi.
Alevi Bektaşi Federasyonu Yönetim Kurulu, Ergenekon Soruşturması kapsamında İbrahim Şahin'in evinde bulunan ajandaların incelenmesi sonucu ortaya çıkarılan "suikast" listesinde, ABF Genel Başkanı Ali Balkız ile PSAKD Eski Genel Başkanı ve ABF Genel Sekreteri Kazım Genç'in de isimlerinin bulunmasına ilişkin açıklama yaptı.
Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada, devletin içine sinmiş çetelerin, demokratikleşme ve özgürleşme yanlısı muhalif güçleri sindirme yöntemlerinden biri olarak kullanılagelen suikast planlarının, Türkiye'nin yabancısı olduğu bir durum olmadığı belirtilerek, "Devletin kapalı kutu haline dönüştüğü her dönemde, ne üdüğü belirsiz çetelerin palazlandığı, bu çetelerin kendilerini devletin yerine koyarak, 'durumdan vazife' çıkardığı, hepimizce biliniyor" denildi.
Ergenekon Operasyonu kapsamında suikast düzenlenecek isimler arasında ABF Genel Başkanı Ali Balkız ile PSAKD Eski Genel Başkanı ve ABF Genel Sekreteri Kazım Genç'in de bulunmasının bir tesadüf olmadığı ifade edilen açıklama şunlar kaydedildi:
"Alevi Bektaşi Hareketinin, son yıllarda, hiçbir gücün etkisinde kalmadan ve esas olarak devleti demokratikleşmeye davet eden çizgisini sürdürerek, kendi talepleriyle demokrasi talebi arasındaki paralelliğe vurgu yaptığı biliniyor. Bugüne kadarki katliam ve cinayetlere gösterilen tepkilerin cinayet günleriyle sınırlı kaldığının bilinciyle hareket eden örgütlülüğümüz, artık, tarihini unutturmak istemiyor. Çünkü unutmak, yalnızca bizim yenilgimiz anlamına gelmez, insanlığın da yenilmesidir. Biz insanız, hiçbir karanlık güç, hiçbir örgütlü çete, bizi bu damardan kopartamaz. Bu bilinç içinde olan demokratik Alevi Hareketi, yıllar sonra Madımak'ın önünde on binlerce insanın katılımıyla karanlığın yırtılmasını istedi. Bununla da kalmadık; önce 9 Kasım'da yüz binlerin Ankara Meydanlarına akmasını, sonra da tam otuz yıl sonra Maraş katliamının hesabının sorulması için on binlerin Adana Meydanlarına dökülmesini sağladık. Dost düşman herkes bilsin ki, Cumhuriyet tarihimizde hiçbir noktanın karanlıkta kalmasına izin vermeyeceğiz. Anlaşılıyor ki, bu çizgimiz, karanlık güçleri rahatsız etmiş bulunuyor. Biz bu ülkede daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük, daha fazla ışık istiyoruz. Bunun içindir ki, yıllardır Maraş'ın, Çorum'un, Sivas'ın, Gazi'nin aydınlatılmasını istiyoruz. Bugün Susurluk'ta patlayan cerahatin Ergenekon üzerinden sağa sola bulaştırılmak istendiği bir evreden geçiyoruz. Bu evrenin de her aşamasında; hak ve taleplerimizi doğru yer ve zamanda dile getirmeye devam edeceğiz."
Alevi Bektaşi Federasyonu Yönetim Kurulu, Ergenekon Soruşturması kapsamında İbrahim Şahin'in evinde bulunan ajandaların incelenmesi sonucu ortaya çıkarılan "suikast" listesinde, ABF Genel Başkanı Ali Balkız ile PSAKD Eski Genel Başkanı ve ABF Genel Sekreteri Kazım Genç'in de isimlerinin bulunmasına ilişkin açıklama yaptı.
Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada, devletin içine sinmiş çetelerin, demokratikleşme ve özgürleşme yanlısı muhalif güçleri sindirme yöntemlerinden biri olarak kullanılagelen suikast planlarının, Türkiye'nin yabancısı olduğu bir durum olmadığı belirtilerek, "Devletin kapalı kutu haline dönüştüğü her dönemde, ne üdüğü belirsiz çetelerin palazlandığı, bu çetelerin kendilerini devletin yerine koyarak, 'durumdan vazife' çıkardığı, hepimizce biliniyor" denildi.
Ergenekon Operasyonu kapsamında suikast düzenlenecek isimler arasında ABF Genel Başkanı Ali Balkız ile PSAKD Eski Genel Başkanı ve ABF Genel Sekreteri Kazım Genç'in de bulunmasının bir tesadüf olmadığı ifade edilen açıklama şunlar kaydedildi:
"Alevi Bektaşi Hareketinin, son yıllarda, hiçbir gücün etkisinde kalmadan ve esas olarak devleti demokratikleşmeye davet eden çizgisini sürdürerek, kendi talepleriyle demokrasi talebi arasındaki paralelliğe vurgu yaptığı biliniyor. Bugüne kadarki katliam ve cinayetlere gösterilen tepkilerin cinayet günleriyle sınırlı kaldığının bilinciyle hareket eden örgütlülüğümüz, artık, tarihini unutturmak istemiyor. Çünkü unutmak, yalnızca bizim yenilgimiz anlamına gelmez, insanlığın da yenilmesidir. Biz insanız, hiçbir karanlık güç, hiçbir örgütlü çete, bizi bu damardan kopartamaz. Bu bilinç içinde olan demokratik Alevi Hareketi, yıllar sonra Madımak'ın önünde on binlerce insanın katılımıyla karanlığın yırtılmasını istedi. Bununla da kalmadık; önce 9 Kasım'da yüz binlerin Ankara Meydanlarına akmasını, sonra da tam otuz yıl sonra Maraş katliamının hesabının sorulması için on binlerin Adana Meydanlarına dökülmesini sağladık. Dost düşman herkes bilsin ki, Cumhuriyet tarihimizde hiçbir noktanın karanlıkta kalmasına izin vermeyeceğiz. Anlaşılıyor ki, bu çizgimiz, karanlık güçleri rahatsız etmiş bulunuyor. Biz bu ülkede daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük, daha fazla ışık istiyoruz. Bunun içindir ki, yıllardır Maraş'ın, Çorum'un, Sivas'ın, Gazi'nin aydınlatılmasını istiyoruz. Bugün Susurluk'ta patlayan cerahatin Ergenekon üzerinden sağa sola bulaştırılmak istendiği bir evreden geçiyoruz. Bu evrenin de her aşamasında; hak ve taleplerimizi doğru yer ve zamanda dile getirmeye devam edeceğiz."
misafir- Misafir
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz