RTE FIKRALARI
1 sayfadaki 1 sayfası
RTE FIKRALARI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, görevi sona erince Konut'u boşaltmış.
Bir sabah yaşlı bir adam konutun kapısına gelip sormuş:
- Recep Bey ile görüşmek istiyorum.
Kapıdaki koruma polis memuru:
- Recep Bey artık başbakan değil ve burada oturmuyor.
Yaşlı adam polise teşekkür eder ve ayrılır. Ertesi gün sabah yine aynı yaşlı adam :
- Affedersiniz, acaba Recep Bey ile görüşmem mümkün mü?
Kapıdaki aynı polis :
- Bakın efendim Recep Bey başbakan değil. Konutu boşalttılar.
Yaşlı adam sesini çıkarmadan arkasını dönerek uzaklaşır.
Üçüncü gün, yine aynı yaşlı adam aynı taleple polis memuruna başvurunca...
Tepesi atan memur, adama çıkışarak "Bakın efendim, bu üçüncü günkü gelişiniz" demiş:
- Size konutun boş olduğunu ve Recep Bey'in artık başbakan olmadığını her seferinde söylüyorum. Bunu anlamaktan aciz misiniz yoksa?
Yaşlı adam "Ne münasebet evladım? Bunamış gibi bir halim mi var yoksa?" deyip eklemiş:
- Sadece söylediklerinizi tekrar tekrar duymaktan çok büyük zevk alıyorum.
Polis esas duruşa geçip selâm durarak:
- Yarın görüşmek üzere efendim!..
RTE ile Bush ilk buluşmalarında birbirlerine hava atarlar.
Bush RTE'ye: "Bizde öyle bir teknoloji var ki, ölüyü diriltiriz!.." der.
RTE altta kalmaz ve o da; "Bizdeki teknoloji çok farklı, partimizin bütün elemanları 100 metreyi, 3 saniyede koşmayı beceriyor!.." der.
Türkiye'ye döndüğünde RTE'yi bir düşünce alır. Danışmanlarını çağırır ve attığı palavrayı anlatır;
"Haftaya Bush geliyor, yalanımız ortaya çıkarsa ne yaparız?" diye sorar. Danışmanlardan biri hemen cevap verir:
- Onlara ölüyü nasıl dirilttiğini sordunuz mu?
- Hayır sormadık.
- O halde hiç korkmayın başbakanım... Alın Bush'u Anıtkabir'e götürün ve Atatürk'ü diriltmesini isteyin. Diriltemezse o rezil olur.
Yok eğer diriltirse, siz zaten 100 metreyi 3 saniyede koşarsınız!..
RTE bir okulu ziyaret eder öğrencilerle sohbet eder.
Öğrencilerden Temel, size 3 sorum olacak der;
1- Nasıl oldu da seçimlerde bu kadar yüksek oy aldınız?
2- Özelleştirmeden gelen bütün paralar nereye harcandı?
3- Türban'ı neden sorun haline getiriyorsunuz?
Aniden zil çalar çocuklar tenefüse çıkarlar.
Teneffüsten döndüklerinde sözü Dursun alır;
- Size 5 sorum olacak der ve sorar :
1- Nasıl oldu da seçimlerde bu kadar yüksek oy aldınız..?
2- Özelleştirmeden gelen bütün paralar nereye harcandı..?
3- Türban'ı neden sorun haline getiriyorsunuz..?
4- Ders zili neden 30 dk önce çaldı..?
5- Temel nerede...?
Kahramanım.!Recep Tayyip Erdoğan-Çok güleceksin- Lakabı Sultan Tayyip,
Görev Tarihi 2003-2012
Selefi Abdullah Gül
Halefi Haydar Baş
tuttuğu takım = İran Milli Takımı
Doğum Tarihi : Fi tarihi
Doğum Yeri : Kasımpaşa Camii
Gerçek Mesleği: Yüzüklerin Efendisi
Katıldığı Partiler: Mikro Sentez Partisi (MSP), Rehabilitasyon Partisi (RP), Analitik Kaos Partisi (AKP)
Hobileri : Kafasıyla 3 top birden sektirmek
Burcu: Balık (su grubu, sudan bahaneler üretebilen kişilik)
En Zayıf Yönü: Bıyığı
Olumsuz Özellikleri :Kızınca ana avrat düz gitmesi
En Büyük Korkusu: Atlar ve laiklik
Vazgeçilmezi: 5 vakit namaz
Favori Sözü: "Öyle denilmek istenmedi...Basın çarpıttı..."
Favori Kahramanı: Ahmedi Nejat - Hikmet Tanrıyar
Gençliği
Tayyip Erdoğanın, Kasımpaşa Camiinde bir Cuma namazı esnasında aniden gökten nur gibi indiği rivayet edilir.
Kasımpaşa'da gözlerini dünyaya açan Tayyip, daha 3 yaşındayken aynı semtin futbol takımında forma giymeye başlar. 9 numaralı formasıyla forvet mevkiinde görev yapan genç futbolcu; sürati, hava toplarındaki hakimiyeti, fuleli koşması ve mesafe tanımadan çektiği şutlarla Kasımpaşalıların gönlünde taht kurar.
Daha küçük bir çocukken, alnının genişliğinden mütevellit "Aman bu pek akıllı, büyük bir insan olacak." öngörülerine hedef olmuş, şımartılmıştır. Gençliğinde, trigonometri ve kimya sorularını birlikte çözebilen ve bunları yaparken aynı anda dua da ezberleyebilen Tayyip, süt babası Erbakan'ın gazıyla politikaya parmak atmış, bal tutan parmağını yalar misali bugüne kadar yalanadurmuştur.
Gençlik yıllarında ilk siyasi mücadelesini apartman yönetiminde görev alarak tecrübe eden sayın Erdoğan, aidat için toplanan paraları zimmetine geçirmekten dolayı apartman sakinleri tarafından görevden şiddetle uzaklaştırılmıştır. Bu yaşanan olayın dedikodu mu yoksa gerçek mi olduğu bugün hala tartışma konusudur. Sayın Erdoğan topladığı paraları her ne kadar hayır işlerine harcadığını iddia etsede resmi kayıtlar o dönemde minicik olan oğluna oldukça pahalı bir bisiklet ve okula gitmemesi için hasta miniğimize doktordan sık sık rapor aldığını ortaya çıkarmıştır. İlerleyen yıllarda ve daha büyük mevkilerde ise bu raporlar yerini, çürük raporuna ve bisiklet ise yerini gemiye, villaya bırakmıştır.
Padişahlık Öncesi Politik Hayatı
'Padişahlık mertebesine ulaşmadan önce sayın Erdoğan yıllarca Erbakan'ın sağ kolu, zaman zamanda sağ eli olarak politik yaşamını sürdürmüştür. Bir dönem İstanbul beylerbeyliği yapan Erdoğan bu dönemde surları güçlendirmiş, yeni toplar döktürmüş ve kilometrekare başına 10 camii, 20 medrese, 50 türbe diktirerek adından söz ettirmiştir.
Hapis Hayatı
Tayyip Erdoğan, kalabalığa hitaben okuduğu bir şiirde kafiye hatası yaptığı için birkaç ay hapis yatmak zorunda kaldı. Hapisten Tatar Ramazan edasıyla çıkan Erdoğan karizmasına karizma, saçlarında beyazlara beyaz, göz altındaki torbacıklara torbacık katarak külhan beyi imajını dahada pekiştirdi. Söz konusu şiir ise şu şekildedir:
"Müminler komandomuz
Minareler füzemiz
Camiler kumanda merkezimiz
Ülülülülülülü"
Tahmin edebileceğiniz gibi kafiyeyi bozan sondaki "Ülülülülülülü".
Tahta Çıkışı
Uzun yıllar boyunca hep ikinci adam olan Tayyip'i 2000'li yılların başında korkunç bir iktidar hırsı sardı. Gördüğü yoğun ilginin de etkisiyle iyice şahlanan Tayyip, Erbakan'a dönerek "Yıllar boyu din dedin, Allah dedin de ne oldu? Şimdi demokrasi kisvesi altinda kusturucu bir popülist anlayış ile varoş güdümlü bir parti kurayım da, tüm milleti kaldırayım!" dedi. Ve simgesi için kendi kafa şeklini model aldığı Aldatma Adalet ve Kandırma Kalkınma Partisi'ni (AKP) kurdu.
İlk başlarda kendisi ve 2 sene evvel mitoz bölünmeyle oluşturduğu biricik yaveri, ölümüne kankası, Abdullah Gül ile birlikte 2 kişi olan parti kadrosu, Tayyip'in yıkıcı karizması ve kışkırtıcı erkekliği sayesinde hızla çoğalmaya başladı. Kısa sürede Türkiye'nin yarıdan fazlasını himayesi altına alan Tayyip, "Çantada keklik!" sloganıyla girdiği seçimden, Türkiyaaa halkının biricik padişahı, gönüllerin sultanı, argoların efendisi olarak çıktı.
II. Sultan Tayyip Dönemi
22 Temmuz 2007, Türkiye Padişahını Arıyor yarışmasında Sultan Tayyip tekrardan SMS'le atılan halk oylarının büyük çoğunluğunu toplayarak 2. kez Türkiyenin Padişahı seçilmiştir. Sonuçların açıklanmasından sonra yaptığı ilk konuşmada kapılarının herkese açık olduğu ve uzlaşmadan yana oldukları konusunda atıp tutmuştur. Durmadan çoğulcu demokrasiye vurgu yapan Sultan Tayyip, kendisine "Peki ya katılımcı demokrasi?" diye soran vatandaşa annesini alıp sütlaç yemeye gitmesini tavsiye etmiştir.
İcraatlar
* Erkeğin dört kadınla evlenmesine müsade eden yasa
* Kadının dört erkeği boşamasına müsade eden yasa
* Koşan hayvanlara sansür getiren yasa
* Kadınlara sansür getiren yasa(çünkü koşabiliyorlar)
* Televizyonda sigara içilmesine sansür getiren yasa
* Televizyonda içki içilmesi görüntüsüne sansür getiren yasa
* Dişi böcekleri sansürleme(uçabiliyorlar)
* Sol eline sansür (solcu, komonüst olduğu için ayrıca dinen caiz değil)
* YouTube'a yasaklama
* YouTube'u serbest bırakma
* YouTube'a yasaklama
* YouTube'u serbest bırakma
* YouTube'a yasaklama
* YouTube'u serbest bırakma
# YouTube'a yasaklama
# YouTube'u serbest bırakma
# YouTube'a yasaklama
# YouTube'u serbest bırakma
# YouTube'a yasaklama
# YouTube'u serbest bırakma
# YouTube'a yasaklama
# YouTube'u serbest bırakma
# YouTube'a yasaklama
# YouTube'u serbest bırakma
# YouTube'a yasaklama
# YouTube'u serbest bırakma
Politik Görüşü
Tayyip hazretleri, bir dinci, bir milliyetçi, bir demokrat, bir cumhuriyetçi, bir halkçı, bir devletçi,bir laik, bir sağcı, bir solcu, bir futbolcu, bir taocu, bir komünist, bir yobaz, bir siklâmen çiçeğidir. Tayyip beyin adı bu sayede sosyo-politik bilim sözlüğüne tayyibus politikus bukelamunus olarak geçmiştir.
Siyasi Simge konularında obsesif-kompülsif davranış bozukluğu sergileyen RTE'nin ilaçlarını almadığı zaman duygusal çöküntü geçirdiği yakın çevresi tarafından bilinmekte ancak bu durum kamuoyundan itinayla gizlenmektedir. Doktorlar bu rahatsızlığın geçmesi için her yemekten sonra iki çay kaşığı almasını tavsiye etmiş o da her yemekten sonra 1 milyonculara gidip 10 kuruşa iki çay kaşığı almıştır. Kendisinin kaşıkçılarla muhataplığı siyasetine yansımış, "Kaşıkla verdiğimizi sapıyla oya oya çıkarırız." sloganları eşliğinde taksimden cadde bostana arabalı vapur seferi düzenlemiştir.
Antropolojisi
Bilim insanlarının antropolojik incelemeleri sonucu Tayyip'in atalarının M.Ö. 14 Ağustos 2001 tarihinde homo economicus ırk sınıfından ayrılarak homo sadaka economicus a geçen ve yine bilim insanları tarafından yapılan incelemeler sonucu bugün bu ırka mahsus sadece birkaç yaratığın kaldığı öne sürülen bir türe mensuptur.
Elemanın sofra adabı konusunda da bariz noksanları olup, sözgelişi çatalı sol bıçağı sağ elle tutabilme yeteneği yoktur. Bu nedenden ötürü, davetli olduğu yemeklerde bu arkadaşa sadece çatal verilir (sağ tarafta) ve bıçak kullandırılmaz.
Takunyagiller familyasının altsınıfından Homo Tayyipus olarak da adlandırılan türün en bilindik özelliği; kendisini tehdit eden diğer canlılari, çeşitli sesler çıkararak kendisinden uzaklaştırmasıdır. Bu seslerin en bilineni olan "lan" günümüzde gündelik dilde sıkça kullanılmaktadır. Homo Tayyipus 'un doğal ortamda pek düşmanı yoktur. Besin zincirinin en üstlerinde yer almaktadır. Tek doğal düşmanı, yine benzer bir habitatta yaşayan Askeris Darbeyus 'tur. Bunun dışında nedeni henüz anlaşılmasa da bu tür atlardan feci şekilde tırsmaktadır.
Tayyip Erdoğan'ın Geçim Sıkıntısı
Tayyip Erdoğan, 2005 yılında Eminönü'nde gizliden simit sattığı ortaya çıktıktan sonra yaşadığı geçim sıkıntısını şu sözlerle dile getirdi:
"Ben simit satmasam, oradan para kazanmasam, bu maaşla geçinemem."
Kankası Jacques Chirac Türkiye'yi ziyarete geldiğinde sarfettiği:
"Abi valla ticaret yapmasam bu maaşla geçinemem." sözleri geçinemediğin en acı kanıtıdır.
Başbakanın bu sözleri toplumda derin üzüntü yarattı. "Türkiyaaa başbakanını bile besleyemiyor dedirtmeyizzz" sloganıyla yola çıkan onbinlerce işadamı kendisine havadan para ve ticari anlaşma yardımında bulundu. Bu olay üzerine, bir başbakanın kişisel ticari bağlarının olmasını etik bulmadıklarını açıklayan bazı vatandaşlara Tayyip Erdoğan analarını alıp künefe yemeye gitmelerini tavsiye etti.
Bir Mizah Unsuru Olarak
Şık demeçleriyle politik magazin dergilerinin vazgeçilmezi olan , karikatürist bireylerin tertiplediği mecmualara da kapak olabilmektedir. Lakin gelin görün ki çok yönlülüğü düstur edinmiş son derece açık görüşlü bu kul için bile şakanın ayarı zaman zaman kaçabilmekte, ithaf edilen bir takım sıfatlar RTE'nin gücüne gidebilmektedir. Kendisini 8 farklı hayvanın şeklinde çizen bu arlanmaz cemiyete karşı öfkesi de sonsuz olmuştur. Malumunuz kendisi Mezopotamya topraklarının ilahi tanrısı tarafından atanmış kutsal hükümdarıdır. Simitçilikten geçimini kazandığı tebdil-i kıyafet dönemlerinde bu mecmuların su gibi akıp gittiğini elden ele dolaştığını görünce tepesi atan darboğazdan kurtulmak için mahkeme salonlarını aşındırmış, avukatına ödemesini ise ekonomik vaadler ile yapmıştır.
Önemli sözleri
* Hadi ananı da al git burdan.
* Gavur İzmir.
* Askeriye yan gelip yatma yeri değildir.
* Ben ülkemi pazarlamakla mükellefim.
* Türban konusunda söz ulemanındır.
* Memur zeytini bir lokmada yemesin
* Sayın Öcalan aldığı kellerin hesabını veriyor.
* Demokrasi amaç değil araçtır.
* Cumhurbaşkanının imam hatipli olacağı günler yakındır.
* Elhamdülillah şeriatçıyız.
* Ben İstanbul'un imamıyım.
Alıntıdır
Yılın kitabı ve teşekkür
TEŞEKKÜR
Işık hızıyla tahliyemi sağlayan yargı mensuplarına. ..
Beni 3 avukat savunurken, çocuk için avukat tutmayan SHÇEK yetkililerine. ..
"İntihar etmeyi düşünüyorum" diyen çocuk için
"Psikolojisinde bozulma yok"
diyen İstanbul Adli Tıp Kurumu'na ve Adalet Bakanı'na...
Çoluk - çocuk sahibi olduğu halde sessiz kalarak benden yana tavır koyan
Sağlık Bakanı'na...
Kadının saçının teli görünecek diye ortalığı birbirine katarken benim
olayda
kıllarını kıpırdatmayan din kardeşlerime. ..
Türban için İnsan Hakları Mahkemesi'ne giderken bu olayı görmezden
gelen
First Lady'ye...
"Din tüccarı yazar" olduğum için benden desteğini esirgemeyen F
- Tipi medya
organlarına.. .
Toplumsal sorumluluğu "Ermeni ve Kürt sorunuyla" sınırlı yazar
ve
aydınlara..
Beni almaya geldiğinde gururlu şekilde sırıtan eşime...
Teşekkürü bir borç bilirim...
Hüseyin Düzmez
Bir sabah yaşlı bir adam konutun kapısına gelip sormuş:
- Recep Bey ile görüşmek istiyorum.
Kapıdaki koruma polis memuru:
- Recep Bey artık başbakan değil ve burada oturmuyor.
Yaşlı adam polise teşekkür eder ve ayrılır. Ertesi gün sabah yine aynı yaşlı adam :
- Affedersiniz, acaba Recep Bey ile görüşmem mümkün mü?
Kapıdaki aynı polis :
- Bakın efendim Recep Bey başbakan değil. Konutu boşalttılar.
Yaşlı adam sesini çıkarmadan arkasını dönerek uzaklaşır.
Üçüncü gün, yine aynı yaşlı adam aynı taleple polis memuruna başvurunca...
Tepesi atan memur, adama çıkışarak "Bakın efendim, bu üçüncü günkü gelişiniz" demiş:
- Size konutun boş olduğunu ve Recep Bey'in artık başbakan olmadığını her seferinde söylüyorum. Bunu anlamaktan aciz misiniz yoksa?
Yaşlı adam "Ne münasebet evladım? Bunamış gibi bir halim mi var yoksa?" deyip eklemiş:
- Sadece söylediklerinizi tekrar tekrar duymaktan çok büyük zevk alıyorum.
Polis esas duruşa geçip selâm durarak:
- Yarın görüşmek üzere efendim!..
RTE ile Bush ilk buluşmalarında birbirlerine hava atarlar.
Bush RTE'ye: "Bizde öyle bir teknoloji var ki, ölüyü diriltiriz!.." der.
RTE altta kalmaz ve o da; "Bizdeki teknoloji çok farklı, partimizin bütün elemanları 100 metreyi, 3 saniyede koşmayı beceriyor!.." der.
Türkiye'ye döndüğünde RTE'yi bir düşünce alır. Danışmanlarını çağırır ve attığı palavrayı anlatır;
"Haftaya Bush geliyor, yalanımız ortaya çıkarsa ne yaparız?" diye sorar. Danışmanlardan biri hemen cevap verir:
- Onlara ölüyü nasıl dirilttiğini sordunuz mu?
- Hayır sormadık.
- O halde hiç korkmayın başbakanım... Alın Bush'u Anıtkabir'e götürün ve Atatürk'ü diriltmesini isteyin. Diriltemezse o rezil olur.
Yok eğer diriltirse, siz zaten 100 metreyi 3 saniyede koşarsınız!..
RTE bir okulu ziyaret eder öğrencilerle sohbet eder.
Öğrencilerden Temel, size 3 sorum olacak der;
1- Nasıl oldu da seçimlerde bu kadar yüksek oy aldınız?
2- Özelleştirmeden gelen bütün paralar nereye harcandı?
3- Türban'ı neden sorun haline getiriyorsunuz?
Aniden zil çalar çocuklar tenefüse çıkarlar.
Teneffüsten döndüklerinde sözü Dursun alır;
- Size 5 sorum olacak der ve sorar :
1- Nasıl oldu da seçimlerde bu kadar yüksek oy aldınız..?
2- Özelleştirmeden gelen bütün paralar nereye harcandı..?
3- Türban'ı neden sorun haline getiriyorsunuz..?
4- Ders zili neden 30 dk önce çaldı..?
5- Temel nerede...?
Kahramanım.!Recep Tayyip Erdoğan-Çok güleceksin- Lakabı Sultan Tayyip,
Görev Tarihi 2003-2012
Selefi Abdullah Gül
Halefi Haydar Baş
tuttuğu takım = İran Milli Takımı
Doğum Tarihi : Fi tarihi
Doğum Yeri : Kasımpaşa Camii
Gerçek Mesleği: Yüzüklerin Efendisi
Katıldığı Partiler: Mikro Sentez Partisi (MSP), Rehabilitasyon Partisi (RP), Analitik Kaos Partisi (AKP)
Hobileri : Kafasıyla 3 top birden sektirmek
Burcu: Balık (su grubu, sudan bahaneler üretebilen kişilik)
En Zayıf Yönü: Bıyığı
Olumsuz Özellikleri :Kızınca ana avrat düz gitmesi
En Büyük Korkusu: Atlar ve laiklik
Vazgeçilmezi: 5 vakit namaz
Favori Sözü: "Öyle denilmek istenmedi...Basın çarpıttı..."
Favori Kahramanı: Ahmedi Nejat - Hikmet Tanrıyar
Gençliği
Tayyip Erdoğanın, Kasımpaşa Camiinde bir Cuma namazı esnasında aniden gökten nur gibi indiği rivayet edilir.
Kasımpaşa'da gözlerini dünyaya açan Tayyip, daha 3 yaşındayken aynı semtin futbol takımında forma giymeye başlar. 9 numaralı formasıyla forvet mevkiinde görev yapan genç futbolcu; sürati, hava toplarındaki hakimiyeti, fuleli koşması ve mesafe tanımadan çektiği şutlarla Kasımpaşalıların gönlünde taht kurar.
Daha küçük bir çocukken, alnının genişliğinden mütevellit "Aman bu pek akıllı, büyük bir insan olacak." öngörülerine hedef olmuş, şımartılmıştır. Gençliğinde, trigonometri ve kimya sorularını birlikte çözebilen ve bunları yaparken aynı anda dua da ezberleyebilen Tayyip, süt babası Erbakan'ın gazıyla politikaya parmak atmış, bal tutan parmağını yalar misali bugüne kadar yalanadurmuştur.
Gençlik yıllarında ilk siyasi mücadelesini apartman yönetiminde görev alarak tecrübe eden sayın Erdoğan, aidat için toplanan paraları zimmetine geçirmekten dolayı apartman sakinleri tarafından görevden şiddetle uzaklaştırılmıştır. Bu yaşanan olayın dedikodu mu yoksa gerçek mi olduğu bugün hala tartışma konusudur. Sayın Erdoğan topladığı paraları her ne kadar hayır işlerine harcadığını iddia etsede resmi kayıtlar o dönemde minicik olan oğluna oldukça pahalı bir bisiklet ve okula gitmemesi için hasta miniğimize doktordan sık sık rapor aldığını ortaya çıkarmıştır. İlerleyen yıllarda ve daha büyük mevkilerde ise bu raporlar yerini, çürük raporuna ve bisiklet ise yerini gemiye, villaya bırakmıştır.
Padişahlık Öncesi Politik Hayatı
'Padişahlık mertebesine ulaşmadan önce sayın Erdoğan yıllarca Erbakan'ın sağ kolu, zaman zamanda sağ eli olarak politik yaşamını sürdürmüştür. Bir dönem İstanbul beylerbeyliği yapan Erdoğan bu dönemde surları güçlendirmiş, yeni toplar döktürmüş ve kilometrekare başına 10 camii, 20 medrese, 50 türbe diktirerek adından söz ettirmiştir.
Hapis Hayatı
Tayyip Erdoğan, kalabalığa hitaben okuduğu bir şiirde kafiye hatası yaptığı için birkaç ay hapis yatmak zorunda kaldı. Hapisten Tatar Ramazan edasıyla çıkan Erdoğan karizmasına karizma, saçlarında beyazlara beyaz, göz altındaki torbacıklara torbacık katarak külhan beyi imajını dahada pekiştirdi. Söz konusu şiir ise şu şekildedir:
"Müminler komandomuz
Minareler füzemiz
Camiler kumanda merkezimiz
Ülülülülülülü"
Tahmin edebileceğiniz gibi kafiyeyi bozan sondaki "Ülülülülülülü".
Tahta Çıkışı
Uzun yıllar boyunca hep ikinci adam olan Tayyip'i 2000'li yılların başında korkunç bir iktidar hırsı sardı. Gördüğü yoğun ilginin de etkisiyle iyice şahlanan Tayyip, Erbakan'a dönerek "Yıllar boyu din dedin, Allah dedin de ne oldu? Şimdi demokrasi kisvesi altinda kusturucu bir popülist anlayış ile varoş güdümlü bir parti kurayım da, tüm milleti kaldırayım!" dedi. Ve simgesi için kendi kafa şeklini model aldığı Aldatma Adalet ve Kandırma Kalkınma Partisi'ni (AKP) kurdu.
İlk başlarda kendisi ve 2 sene evvel mitoz bölünmeyle oluşturduğu biricik yaveri, ölümüne kankası, Abdullah Gül ile birlikte 2 kişi olan parti kadrosu, Tayyip'in yıkıcı karizması ve kışkırtıcı erkekliği sayesinde hızla çoğalmaya başladı. Kısa sürede Türkiye'nin yarıdan fazlasını himayesi altına alan Tayyip, "Çantada keklik!" sloganıyla girdiği seçimden, Türkiyaaa halkının biricik padişahı, gönüllerin sultanı, argoların efendisi olarak çıktı.
II. Sultan Tayyip Dönemi
22 Temmuz 2007, Türkiye Padişahını Arıyor yarışmasında Sultan Tayyip tekrardan SMS'le atılan halk oylarının büyük çoğunluğunu toplayarak 2. kez Türkiyenin Padişahı seçilmiştir. Sonuçların açıklanmasından sonra yaptığı ilk konuşmada kapılarının herkese açık olduğu ve uzlaşmadan yana oldukları konusunda atıp tutmuştur. Durmadan çoğulcu demokrasiye vurgu yapan Sultan Tayyip, kendisine "Peki ya katılımcı demokrasi?" diye soran vatandaşa annesini alıp sütlaç yemeye gitmesini tavsiye etmiştir.
İcraatlar
* Erkeğin dört kadınla evlenmesine müsade eden yasa
* Kadının dört erkeği boşamasına müsade eden yasa
* Koşan hayvanlara sansür getiren yasa
* Kadınlara sansür getiren yasa(çünkü koşabiliyorlar)
* Televizyonda sigara içilmesine sansür getiren yasa
* Televizyonda içki içilmesi görüntüsüne sansür getiren yasa
* Dişi böcekleri sansürleme(uçabiliyorlar)
* Sol eline sansür (solcu, komonüst olduğu için ayrıca dinen caiz değil)
* YouTube'a yasaklama
* YouTube'u serbest bırakma
* YouTube'a yasaklama
* YouTube'u serbest bırakma
* YouTube'a yasaklama
* YouTube'u serbest bırakma
# YouTube'a yasaklama
# YouTube'u serbest bırakma
# YouTube'a yasaklama
# YouTube'u serbest bırakma
# YouTube'a yasaklama
# YouTube'u serbest bırakma
# YouTube'a yasaklama
# YouTube'u serbest bırakma
# YouTube'a yasaklama
# YouTube'u serbest bırakma
# YouTube'a yasaklama
# YouTube'u serbest bırakma
Politik Görüşü
Tayyip hazretleri, bir dinci, bir milliyetçi, bir demokrat, bir cumhuriyetçi, bir halkçı, bir devletçi,bir laik, bir sağcı, bir solcu, bir futbolcu, bir taocu, bir komünist, bir yobaz, bir siklâmen çiçeğidir. Tayyip beyin adı bu sayede sosyo-politik bilim sözlüğüne tayyibus politikus bukelamunus olarak geçmiştir.
Siyasi Simge konularında obsesif-kompülsif davranış bozukluğu sergileyen RTE'nin ilaçlarını almadığı zaman duygusal çöküntü geçirdiği yakın çevresi tarafından bilinmekte ancak bu durum kamuoyundan itinayla gizlenmektedir. Doktorlar bu rahatsızlığın geçmesi için her yemekten sonra iki çay kaşığı almasını tavsiye etmiş o da her yemekten sonra 1 milyonculara gidip 10 kuruşa iki çay kaşığı almıştır. Kendisinin kaşıkçılarla muhataplığı siyasetine yansımış, "Kaşıkla verdiğimizi sapıyla oya oya çıkarırız." sloganları eşliğinde taksimden cadde bostana arabalı vapur seferi düzenlemiştir.
Antropolojisi
Bilim insanlarının antropolojik incelemeleri sonucu Tayyip'in atalarının M.Ö. 14 Ağustos 2001 tarihinde homo economicus ırk sınıfından ayrılarak homo sadaka economicus a geçen ve yine bilim insanları tarafından yapılan incelemeler sonucu bugün bu ırka mahsus sadece birkaç yaratığın kaldığı öne sürülen bir türe mensuptur.
Elemanın sofra adabı konusunda da bariz noksanları olup, sözgelişi çatalı sol bıçağı sağ elle tutabilme yeteneği yoktur. Bu nedenden ötürü, davetli olduğu yemeklerde bu arkadaşa sadece çatal verilir (sağ tarafta) ve bıçak kullandırılmaz.
Takunyagiller familyasının altsınıfından Homo Tayyipus olarak da adlandırılan türün en bilindik özelliği; kendisini tehdit eden diğer canlılari, çeşitli sesler çıkararak kendisinden uzaklaştırmasıdır. Bu seslerin en bilineni olan "lan" günümüzde gündelik dilde sıkça kullanılmaktadır. Homo Tayyipus 'un doğal ortamda pek düşmanı yoktur. Besin zincirinin en üstlerinde yer almaktadır. Tek doğal düşmanı, yine benzer bir habitatta yaşayan Askeris Darbeyus 'tur. Bunun dışında nedeni henüz anlaşılmasa da bu tür atlardan feci şekilde tırsmaktadır.
Tayyip Erdoğan'ın Geçim Sıkıntısı
Tayyip Erdoğan, 2005 yılında Eminönü'nde gizliden simit sattığı ortaya çıktıktan sonra yaşadığı geçim sıkıntısını şu sözlerle dile getirdi:
"Ben simit satmasam, oradan para kazanmasam, bu maaşla geçinemem."
Kankası Jacques Chirac Türkiye'yi ziyarete geldiğinde sarfettiği:
"Abi valla ticaret yapmasam bu maaşla geçinemem." sözleri geçinemediğin en acı kanıtıdır.
Başbakanın bu sözleri toplumda derin üzüntü yarattı. "Türkiyaaa başbakanını bile besleyemiyor dedirtmeyizzz" sloganıyla yola çıkan onbinlerce işadamı kendisine havadan para ve ticari anlaşma yardımında bulundu. Bu olay üzerine, bir başbakanın kişisel ticari bağlarının olmasını etik bulmadıklarını açıklayan bazı vatandaşlara Tayyip Erdoğan analarını alıp künefe yemeye gitmelerini tavsiye etti.
Bir Mizah Unsuru Olarak
Şık demeçleriyle politik magazin dergilerinin vazgeçilmezi olan , karikatürist bireylerin tertiplediği mecmualara da kapak olabilmektedir. Lakin gelin görün ki çok yönlülüğü düstur edinmiş son derece açık görüşlü bu kul için bile şakanın ayarı zaman zaman kaçabilmekte, ithaf edilen bir takım sıfatlar RTE'nin gücüne gidebilmektedir. Kendisini 8 farklı hayvanın şeklinde çizen bu arlanmaz cemiyete karşı öfkesi de sonsuz olmuştur. Malumunuz kendisi Mezopotamya topraklarının ilahi tanrısı tarafından atanmış kutsal hükümdarıdır. Simitçilikten geçimini kazandığı tebdil-i kıyafet dönemlerinde bu mecmuların su gibi akıp gittiğini elden ele dolaştığını görünce tepesi atan darboğazdan kurtulmak için mahkeme salonlarını aşındırmış, avukatına ödemesini ise ekonomik vaadler ile yapmıştır.
Önemli sözleri
* Hadi ananı da al git burdan.
* Gavur İzmir.
* Askeriye yan gelip yatma yeri değildir.
* Ben ülkemi pazarlamakla mükellefim.
* Türban konusunda söz ulemanındır.
* Memur zeytini bir lokmada yemesin
* Sayın Öcalan aldığı kellerin hesabını veriyor.
* Demokrasi amaç değil araçtır.
* Cumhurbaşkanının imam hatipli olacağı günler yakındır.
* Elhamdülillah şeriatçıyız.
* Ben İstanbul'un imamıyım.
Alıntıdır
Yılın kitabı ve teşekkür
TEŞEKKÜR
Işık hızıyla tahliyemi sağlayan yargı mensuplarına. ..
Beni 3 avukat savunurken, çocuk için avukat tutmayan SHÇEK yetkililerine. ..
"İntihar etmeyi düşünüyorum" diyen çocuk için
"Psikolojisinde bozulma yok"
diyen İstanbul Adli Tıp Kurumu'na ve Adalet Bakanı'na...
Çoluk - çocuk sahibi olduğu halde sessiz kalarak benden yana tavır koyan
Sağlık Bakanı'na...
Kadının saçının teli görünecek diye ortalığı birbirine katarken benim
olayda
kıllarını kıpırdatmayan din kardeşlerime. ..
Türban için İnsan Hakları Mahkemesi'ne giderken bu olayı görmezden
gelen
First Lady'ye...
"Din tüccarı yazar" olduğum için benden desteğini esirgemeyen F
- Tipi medya
organlarına.. .
Toplumsal sorumluluğu "Ermeni ve Kürt sorunuyla" sınırlı yazar
ve
aydınlara..
Beni almaya geldiğinde gururlu şekilde sırıtan eşime...
Teşekkürü bir borç bilirim...
Hüseyin Düzmez
RTE-2
Genç'ten AKP fıkrası
AKP ve Erdoğan hakkındaki fıkra izleyenleri güldürdü
ART ekranlarında görüşlerini açıklamaya devam eden yazar Nihat Genç, Karadeniz’de anlatılan bir olayı izleyicilerle paylaştı.
SKYTÜRK’te programına son verildikten sonra ART’nin ekranını açtığı Nihat Genç, devletin 30 bin çobana bakması gerektiğini bunun ülke için çok önemli olduğunu söyledi.
Türklerin yıllardır süre gelen köy kültürünün artık yok olmaya başladığını ifade eden Nihat Genç, AK Parti’nin insanlara yaptığı yardımların köylüleri tembelleştirdiğini söyledi.
Halka yapılan yardımlara karşı olmadığının altını çizen Nihat Genç, Karadeniz’de yaşanan bir olayı da şöyle anlattı:
"Tayyip Erdoğan Bey milletvekillerine demiş ki, ’Bayramda köylere, kasabalara gidin. Seçmenden uzak durmayın’ diye. İl başkanı da alıyor milletvekillerini Ankara’dan getiriyor, kasabaya götürüyor. Oturuyorlar kahvede. Kasabalı surat asıyor, küsmüş gibi oturuyorlar, hiçbiri milletvekillerinin yüzüne bakmıyor. Bir bakmıyor, iki bakmıyor, hoş beş diyen yok, selam veren yok. İl başkanı tabii ki çıldırıyor, ’Ya kardeşim Ankara’dan, koca Meclis’ten milletvekillerini getirdik, yüzüne bakmıyorsunuz, ayıp diye bir şey vardır’. Oradan köylüden yaşlı bir ihtiyar diyor ki, ’Ya beyefendi, Tayyip Bey’e söyleyin bunları göndereceğine yarım çuval kuru fasulye gönderseydi. Biz ne yapacağız bunları’ diyor." (Televizyongazetesi)
AKP ve Erdoğan hakkındaki fıkra izleyenleri güldürdü
ART ekranlarında görüşlerini açıklamaya devam eden yazar Nihat Genç, Karadeniz’de anlatılan bir olayı izleyicilerle paylaştı.
SKYTÜRK’te programına son verildikten sonra ART’nin ekranını açtığı Nihat Genç, devletin 30 bin çobana bakması gerektiğini bunun ülke için çok önemli olduğunu söyledi.
Türklerin yıllardır süre gelen köy kültürünün artık yok olmaya başladığını ifade eden Nihat Genç, AK Parti’nin insanlara yaptığı yardımların köylüleri tembelleştirdiğini söyledi.
Halka yapılan yardımlara karşı olmadığının altını çizen Nihat Genç, Karadeniz’de yaşanan bir olayı da şöyle anlattı:
"Tayyip Erdoğan Bey milletvekillerine demiş ki, ’Bayramda köylere, kasabalara gidin. Seçmenden uzak durmayın’ diye. İl başkanı da alıyor milletvekillerini Ankara’dan getiriyor, kasabaya götürüyor. Oturuyorlar kahvede. Kasabalı surat asıyor, küsmüş gibi oturuyorlar, hiçbiri milletvekillerinin yüzüne bakmıyor. Bir bakmıyor, iki bakmıyor, hoş beş diyen yok, selam veren yok. İl başkanı tabii ki çıldırıyor, ’Ya kardeşim Ankara’dan, koca Meclis’ten milletvekillerini getirdik, yüzüne bakmıyorsunuz, ayıp diye bir şey vardır’. Oradan köylüden yaşlı bir ihtiyar diyor ki, ’Ya beyefendi, Tayyip Bey’e söyleyin bunları göndereceğine yarım çuval kuru fasulye gönderseydi. Biz ne yapacağız bunları’ diyor." (Televizyongazetesi)
Temel ile Yunan Askeri Fıkrası
Temel askerligini yunan sınırında yapıyormuş.
Temel'in canı çok sıkılıyormuş.
Yunan'a bir ıslık çalmış elleriyle "Havacı mısın?" işareti yapmış,Yunan aldırmamış.
Bir ıslık çalmış elleriyle "Karacı mısın?" işareti yapmış, Yunan aldırmamış.
Bir ıslık daha çalmış "Denizci misin?" anlamında yüzme işareti yapmış, yunan aldırmamış.
Bir ıslık daha çalmış. El haraketi yaparak "Topçu musun?" demiş, yunan aldırmamış.
Bir ıslık daha çalmış "Gözcü müsün?" anlamında dürbün işareti yapmış, yunan aldırmamış.
Nöbetler degişmiş sıra yine Temel'le Yunan'a gelmiş.
Yunan'a hadi sınıra git demişler yunan da:
- "Ben oraya gitmem. Orada bir deli türk askeri var, bana hava kararınca yüzerek gelip sana bir koyacam gözlerin fırlayacak diyor.."
Temel'in canı çok sıkılıyormuş.
Yunan'a bir ıslık çalmış elleriyle "Havacı mısın?" işareti yapmış,Yunan aldırmamış.
Bir ıslık çalmış elleriyle "Karacı mısın?" işareti yapmış, Yunan aldırmamış.
Bir ıslık daha çalmış "Denizci misin?" anlamında yüzme işareti yapmış, yunan aldırmamış.
Bir ıslık daha çalmış. El haraketi yaparak "Topçu musun?" demiş, yunan aldırmamış.
Bir ıslık daha çalmış "Gözcü müsün?" anlamında dürbün işareti yapmış, yunan aldırmamış.
Nöbetler degişmiş sıra yine Temel'le Yunan'a gelmiş.
Yunan'a hadi sınıra git demişler yunan da:
- "Ben oraya gitmem. Orada bir deli türk askeri var, bana hava kararınca yüzerek gelip sana bir koyacam gözlerin fırlayacak diyor.."
Amin
Üç Amerikan askeri ıraklı bir amcanın bakkal dükkanına girerler.alış veriş yaparken 'kahrolsun amerika'diye bir ses duyarlar.Etrafa bakınırlar ve sesin bir papağandan geldiğini görürler.Bunun Üzerine ıraklı bakkal amcaya 'bu papağanı buradan yok et yarın geldiğimizde görürsek seni mahvederiz'derler.
Askerler gittikten sonra bakkal amca kara kara düşünmeye başlar çünkü papağan kuşunu çok sevmektedir.Derken aklına cami imamlarının papağanı gelir.Hemen imamın yanına koşar başından geçenleri anlatır ve'Hocam eğer sakıncası yoksa papağanları değiştirelim'der.Hoca kobul eder ve değişim gerçekleşir.
Ertesi gün işgalci amerikan askerleri gelir, papağanı görürler ve kızarak
-biz sana bunu yok edeceksin demedikmi?deyince
Bakkal amca bu papağan o değil desede inandıramaz.Sivri zekalı askerin biri ben şimdi anlarım bunun dünkü papağan olup olmadığını der ve papağanın tekrarlamasını umarak bağırır:kahrosun amerika!!
ses çıkmyınca bakkal amca dahil hep birlikte bağırmalarını söyler:
-Kahrolsun amerika!
(ses yok)
-Kahrolsun amerika!
(ses yok)
-Kahrolsun amerika!
papağan dile gelir
-Amin evlatlarım
Askerler gittikten sonra bakkal amca kara kara düşünmeye başlar çünkü papağan kuşunu çok sevmektedir.Derken aklına cami imamlarının papağanı gelir.Hemen imamın yanına koşar başından geçenleri anlatır ve'Hocam eğer sakıncası yoksa papağanları değiştirelim'der.Hoca kobul eder ve değişim gerçekleşir.
Ertesi gün işgalci amerikan askerleri gelir, papağanı görürler ve kızarak
-biz sana bunu yok edeceksin demedikmi?deyince
Bakkal amca bu papağan o değil desede inandıramaz.Sivri zekalı askerin biri ben şimdi anlarım bunun dünkü papağan olup olmadığını der ve papağanın tekrarlamasını umarak bağırır:kahrosun amerika!!
ses çıkmyınca bakkal amca dahil hep birlikte bağırmalarını söyler:
-Kahrolsun amerika!
(ses yok)
-Kahrolsun amerika!
(ses yok)
-Kahrolsun amerika!
papağan dile gelir
-Amin evlatlarım
Kamuda turbanın serbest olmasından sonra 1.SINIF okuma fişleri
börtegül başını ört, ört börtegül ört.
bak berkecan ne güzel sarık, sende sar berkecan.
hedenur yakanı kapa, kapa yakanı kapa.
cemile mevlüte pilav yap.
ışık ılık zemzem iç.
koş kamuran koş,kuran kursuna koş.
oruç aç ali.
sadık hoca iftar topunu patlat.
oya çarşaf tak.
mülayim minareye çık.
tayyip yasa çıkar.
onayla apdullah onayla.
tayyip tabana oyna
kömür dağıt oy topla
dağıt ihale dağıt
sat sat sat
ipek ip atlama! kıçın görünür atlama ipek atlama!
ali bana bak.
ipek başını ört
emel eve gel. hemen eve gel.
murat kadronu kur aman boş durma.
tayyip amca seni çok severiz.
emrah camiye koş, koş emrah koş
ışık ılık süt iç ,elhamdülillah de
gül abdullah gül.
bak berkecan ne güzel sarık, sende sar berkecan.
hedenur yakanı kapa, kapa yakanı kapa.
cemile mevlüte pilav yap.
ışık ılık zemzem iç.
koş kamuran koş,kuran kursuna koş.
oruç aç ali.
sadık hoca iftar topunu patlat.
oya çarşaf tak.
mülayim minareye çık.
tayyip yasa çıkar.
onayla apdullah onayla.
tayyip tabana oyna
kömür dağıt oy topla
dağıt ihale dağıt
sat sat sat
ipek ip atlama! kıçın görünür atlama ipek atlama!
ali bana bak.
ipek başını ört
emel eve gel. hemen eve gel.
murat kadronu kur aman boş durma.
tayyip amca seni çok severiz.
emrah camiye koş, koş emrah koş
ışık ılık süt iç ,elhamdülillah de
gül abdullah gül.
çocukların teste verdiği komik cevaplar
genel bilgi testi. 9 yaşındaki çocukla testi uygulayan arasında geçen diyalog.
psikolog - istanbul kim fethetti?
çocuk - recep tayyip erdoğan.
psikolog - eee, hmm peki ampulu kim buldu?
çocuk - (hiç düşünmeden) ak parti!
Bir anne 8 yaşındaki çocuğunu "psikolog ablanın sorularına düzgün cevap ver yoksa çok kızarım" diye tembihleyip odadan çıkar.
psikolog - etini yediğimiz iki hayvanın ismini söyler misin?
çocuk - inek.
psikolog - başka?
çocuk - (uzun süre düşünür) bir de domuz ama sakın anneme söylemeyin.
psikolog - eşeğin yavrusuna ne denir?
çocuk - söyleyemem çok ayıp.
psikolog - türkiyenin komuşularından 3 tanesini sayar mısın?
çocuk - türkiyenin komşusu yok, hepsi düşman!
aynı soruya 13 yaşındaki başka bir çocuğun cevabı - amerika, avustralya, libya.
psikolog (iç ses) - hay sana bu zamana kadar sınıf geçirten okula da, öğretmene de, aileye de...
7. test, sözcük dağarcığı. yaş 10.
psikolog - fener nedir?
çocuk - fenerbahçe! sarı kanarya! aziz başkan!
psikolog - türkiyede kaç tane bölge vardır?
çocuk - son aldığım duyumlara göre 1000 civarı.
psikolog - mektup zarfına neden pul yapıştırılır?
çocuk - süs olsun, güzel gözüksün diye.
daha test başlamadan doğum ve okul bilgileri alınmaktadır.
psikolog - doğum tarihini söyler misin?
çocuk - neden?
psikolog - ee şey öğrenmem lazım.
çocuk - neden?
psikolog - çünkü yaşına göre sorular sorucam.
çocuk - tamam ama kimseye söyleme.
psikolog - peki?!?
çocuk - bak söz ver bana.
psikolog - tamam söz.
çocuk - söylersen çok fena olur. benim bütün şifrelerim doğum tarihim. (8 yaşındaki veletin ne şifresi olucak, kredi kartı mı?!?)
psikolog - oldu, söylemem.
çocuk doğum tarihini söyler, psikolog tam yazarken çocuk psikologun elinde kalemi ani bir hamleyle alır.
çocuk - napıyosun sen ya??? bi de yazıcakmısın oraya? sonra herkes görsün dimi? sen beni aptal mı sandın??
test falan yapılmaz.
sözcük dağarcığı testi.
psikolog - kumar ne demek?
çocuk - babamın annemden gizli gizli oynadığı şey.
genel bilgi testi. yaş 6.
psikolog - ampulu kim buldu?
çocuk - ben türklerin bulmasını çok isterdim ama maalesef gavurlar buldu.
gene genel bilgi testi, 12 yaşında başka bir çocuk.
psikolog - istanbulu kim fethetti?
çocuk - ahmet sultan! yok yok mehmet sultan! ayy hayır o diil, eyüp sultan!!!
yargılama testi, çocuk 14 yaşında.
psikolog - parmağını kanatırsan ne yapman gerekir?
çocuk - hastaneye giderim, ameliyat olurum, parmak nakli yaptırırım.
psikolog (direk dış ses) - oha!
yargılama testi. çocuk 11 yaşında.
psikolog - komşunun penceresinden duman ve ateş çıktığını görsen ne yaparsın?
çocuk - itfaiyeyi ararım, anneme söylerim, komşuya haber veririm, telaş yaparım.
psikolog - evet sakın telaş yapmayı unutma.
psikolog - istanbul kim fethetti?
çocuk - recep tayyip erdoğan.
psikolog - eee, hmm peki ampulu kim buldu?
çocuk - (hiç düşünmeden) ak parti!
Bir anne 8 yaşındaki çocuğunu "psikolog ablanın sorularına düzgün cevap ver yoksa çok kızarım" diye tembihleyip odadan çıkar.
psikolog - etini yediğimiz iki hayvanın ismini söyler misin?
çocuk - inek.
psikolog - başka?
çocuk - (uzun süre düşünür) bir de domuz ama sakın anneme söylemeyin.
psikolog - eşeğin yavrusuna ne denir?
çocuk - söyleyemem çok ayıp.
psikolog - türkiyenin komuşularından 3 tanesini sayar mısın?
çocuk - türkiyenin komşusu yok, hepsi düşman!
aynı soruya 13 yaşındaki başka bir çocuğun cevabı - amerika, avustralya, libya.
psikolog (iç ses) - hay sana bu zamana kadar sınıf geçirten okula da, öğretmene de, aileye de...
7. test, sözcük dağarcığı. yaş 10.
psikolog - fener nedir?
çocuk - fenerbahçe! sarı kanarya! aziz başkan!
psikolog - türkiyede kaç tane bölge vardır?
çocuk - son aldığım duyumlara göre 1000 civarı.
psikolog - mektup zarfına neden pul yapıştırılır?
çocuk - süs olsun, güzel gözüksün diye.
daha test başlamadan doğum ve okul bilgileri alınmaktadır.
psikolog - doğum tarihini söyler misin?
çocuk - neden?
psikolog - ee şey öğrenmem lazım.
çocuk - neden?
psikolog - çünkü yaşına göre sorular sorucam.
çocuk - tamam ama kimseye söyleme.
psikolog - peki?!?
çocuk - bak söz ver bana.
psikolog - tamam söz.
çocuk - söylersen çok fena olur. benim bütün şifrelerim doğum tarihim. (8 yaşındaki veletin ne şifresi olucak, kredi kartı mı?!?)
psikolog - oldu, söylemem.
çocuk doğum tarihini söyler, psikolog tam yazarken çocuk psikologun elinde kalemi ani bir hamleyle alır.
çocuk - napıyosun sen ya??? bi de yazıcakmısın oraya? sonra herkes görsün dimi? sen beni aptal mı sandın??
test falan yapılmaz.
sözcük dağarcığı testi.
psikolog - kumar ne demek?
çocuk - babamın annemden gizli gizli oynadığı şey.
genel bilgi testi. yaş 6.
psikolog - ampulu kim buldu?
çocuk - ben türklerin bulmasını çok isterdim ama maalesef gavurlar buldu.
gene genel bilgi testi, 12 yaşında başka bir çocuk.
psikolog - istanbulu kim fethetti?
çocuk - ahmet sultan! yok yok mehmet sultan! ayy hayır o diil, eyüp sultan!!!
yargılama testi, çocuk 14 yaşında.
psikolog - parmağını kanatırsan ne yapman gerekir?
çocuk - hastaneye giderim, ameliyat olurum, parmak nakli yaptırırım.
psikolog (direk dış ses) - oha!
yargılama testi. çocuk 11 yaşında.
psikolog - komşunun penceresinden duman ve ateş çıktığını görsen ne yaparsın?
çocuk - itfaiyeyi ararım, anneme söylerim, komşuya haber veririm, telaş yaparım.
psikolog - evet sakın telaş yapmayı unutma.
imamspor seneye sahalarda!
‘İmamspor’ seneye yeşil sahalarda!
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu’nun talimatı üzerine Diyanet Spor Kulübü kuruldu
Hale GÖNÜLTAŞ/VATAN
Gelecek sezon, amatör kümede mücadeleye başlayacak olan Diyanet futbol takımının renkleri, mavi-beyaz-yeşil olacak. Diyanet Spor Kulübü’nün kuruluş çalışmalarını Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. İzzet Er yürüttü. Futbol takımının isminin “Diyanet İdman Yurdu” olması planlanırken, Başkanlık koridorlarında, “İmamspor” adı telaffuz ediliyor. Kulübün hedefi ise “birinci lig”. Diyanet Spor Kulübü, kurum dışından da oyuncu transfer edebilecek. Ancak başarının yanı sıra, “Misyon ve vizyonuna uygunluk” şartı aranacak.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu’nun talimatı üzerine Diyanet Spor Kulübü kuruldu
Hale GÖNÜLTAŞ/VATAN
Gelecek sezon, amatör kümede mücadeleye başlayacak olan Diyanet futbol takımının renkleri, mavi-beyaz-yeşil olacak. Diyanet Spor Kulübü’nün kuruluş çalışmalarını Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. İzzet Er yürüttü. Futbol takımının isminin “Diyanet İdman Yurdu” olması planlanırken, Başkanlık koridorlarında, “İmamspor” adı telaffuz ediliyor. Kulübün hedefi ise “birinci lig”. Diyanet Spor Kulübü, kurum dışından da oyuncu transfer edebilecek. Ancak başarının yanı sıra, “Misyon ve vizyonuna uygunluk” şartı aranacak.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz